• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Site Haritası
Takvim
Özel Neşem Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi Sultanbeyli

Serebral Palsi

Serebral Palsi

 

Serebral palsi (SP), diğer adıyla beyin felci, doğum öncesinde, sırasında veya sonrasında merkezî sinir sisteminin hareket işlev alanlarının hasar görmesinden dolayı oluşan tablodur. Beynin oksijensiz kalması sonucu olabileceği düşünülmektedir. Hastalık değildir[kaynak belirtilmeli], tedavisi yoktur, ancak etkisinin en aza indirilmesi söz konusudur. Bu dafizyoterapi, ergoterapi, çocuk gelişim uzmanının hazırladığı gelişim destek programları ve aileye vereceği danışmanlık, cerrahî müdahaleler ve medikal cihazlama ile sağlanır. Serebral palsili çocuklarda güçsüzlük, sertlik, yavaşlık, titreme ve denge bozukluğu gibi pek çok sorun gözlenebilir. Sorunlar hafiften ağıra değişiklikler gösterebilir. Bunun dışında yoğun egzersiz programları, bu tablonun etkisinin kalkmasında medikal cihazlama ve cerrahî operasyonların önüne geçmiştir.

Serebral palsi etyolojisi tam aydınlatılmamakla birlikte prematürite, düşük doğum ağırlığı, enfeksiyon, travma, beyin kanaması, doğumda yaşanan komplikasyonlar ve ilaç/madde bağımlısı anne gebeliği risk faktörleri olarak sıralanmaktadır.

Serebral Palsinin Belirtileri (Semptomları)

Serebral palsinin (SP) ilk belirtileri genellikle çocuk 3 yaşına gelmeden önce ortaya çıkar. En yaygın olanları istemli hareketler sırasında kas koordinasyonu eksikliği (ataksi); kaslarda katılık ya da sıkılık ve abartılı refleksler (spastisite); tek ayağını ya da bacağını sürüyerek yürüme; ayak uçlarında yürüme, eğilerek yürüme ya da makaslayarak yürüme; aşırı katı ya da aşırı gevşek kas tonusudur.

 

Çocukların küçük bir bölümünde serebral palsi, yaşamın ilk birkaç ayında ya da yılında meydana gelen beyin hasarı, bakteriyel menenjit veya viral ensefalit gibi beyin infeksiyonları ya da trafik kazası, düşme gibi sebeplere bağlı kafa yaralanmaları sonucu ortaya çıkar.

 

Serebral Palsi Tipleri:

 Spastik Özel Eğitimi

1.      Spastik Tip: Spastisite, en genel anlamda, kas sertliği ya da pasif harekete direnç olarak tanımlanabilir. Kasların normal yapısındaki değişiklik ve sertlik hareketlerin de etkilenmesine ve zor yapılmasına neden olur. Aşırı spastisite zamanla iskelet yapı üzerinde bozukluklara ve postürün (duruşun) bozulmasına yol açar. Bunun yanı sıra oturma, ellerin kullanılması, yürüme gibi fonksiyonel aktiviteleri de olumsuz etkiler. Spastik tip Serebral palsi’nin en yaygın tipidir. Spastik çocuk, Serebral palsi teşhisi altında etkilenen vücut kısmına göre tanımlanır.

a.Hemiparezi: Bu tipte vücudun bir tarafındaki kol, gövde ve bacak etkilenir.

b.Diparezi: Bu tipte her iki bacak spastisitesi kollardan daha fazladır. Bacaklar birbirine sıkışıktır. Parmak ucuna basma sık görülür.

c.Tetraparezi: Bu tipte ise tüm vücut etkilenmiştir. Baş kontrolünün yetersizliği, ellerin yumruk şeklinde bacakların çapraz tarzda durması yaygın bir görüntüdür.

2.      Atetoid Tip: Kontrolsüz hareket olarak tanımlanabilir. Çocuğun bacak, kol, el veya yüzünde istemsiz hareketler oluşur. Bu tipte kaslarda ani değişiklikler oluşur. Kaslar çok gevşek durumdan çok sert bir duruma geçebilirler. Bu da hareketlerin koordineli yapılmasını engeller.

3.      Ataksik Tip:Dengeyi korumada bozukluk vardır. Baş kontrolünün zayıf olması, gövde dengesinin sağlanamaması nedeniyle gelişim yavaştır ve yürüme çok geç sağlanır.

4.      Karma Tip: Kas tonusu bazı kaslarda aşırı düşük, bazılarında ise aşırı yüksek olduğunda serebral palsinin tipi, karma olarak adlandırılır.

Kas tonuslarının farklı tipte olmasının yanı sıra, SP’li çocukların vücutlarının SP’den etkilenen bölümleri de karma bir yapı gösterir. Bu, beyinlerinin hangi kısmının hasar gördüğüne ve hasarın ne kadar büyük olduğuna da bağlıdır.

 

 

Eşlik Edebilecek Diğer Sorunlar

Zaman zaman çocuklar başka ilave zorluklara da sahip olabilirler:

1. İşitme sorunları- bütün serebral palsili çocuklar bir işitme terapisti (odyolog) tarafından görülmelidir.

2. Görme sorunları- serebral palside şaşılık oldukça sıktır. Başka göz sorunları da görülebilir. Yaşamın erken yıllarında çocukların önemli bir kısmının bir göz hekimi tarafından görülmesi gerekir.

3. Epilepsi- serebral palsili çocukların yaklaşık üçte birinde gelişir. Değişik tipleri olabilir. Bazıları çok seyrek nöbetler geçirirken, diğerlerinde bu durum çok daha inatçı olabilir ve çocuk nöroloji uzmanının müdahalesi gerekebilir.

4. Öğrenme ile ilgili sorunlar-bu çocuklarda entelektüel yetiler çok büyük değişkenlik gösterebilir. Ne yazık ki yaşamın ilk yıllarında, gerçek potansiyeli değerlendirmek çok mümkün olamaz. Çok ciddi fiziksel engeli olan çocuklar normal zekaya sahip olabilir. Erken dönemde öğrenme ile ilgili bir gecikme söz konusu ise, bu durum çoğunlukla "gelişme gecikmesi” olarak adlandırılır. Gelişme gecikmesi deyimi, çocuğun gelişmesinin bazı yönlerden akranlarına göre daha yavaş olduğunu anlatan bir kavramdır.

5. Algı sorunları- cisimlerin boyut ve şekillerine karar vermede zorluk yaşarlar ve bu tür algı sorunları genellikle okul çağına kadar tanınamaz.

6. Mide- yemek borusunda geri taşma (reflü)- yemeklerin yemek borusundan yukarı çıkması hali oldukça sıktır. Kusma ve yemek sırasında huzursuzluk en sık bulgulardır. Sorunun devamı halinde yemek borusu ucunda bir tahriş oluşur (özofajit) ve durum çocuklar için çok rahatsız edicidir.

7. Ortopedik problemler- çocuklar büyüyüp geliştikçe gergin ve katı durumdaki kasların boyu kısalır ve eklemlerde şekil ve fonksiyon bozuklukları ortaya çıkar. Bu sorun, en sık ayak bileği, diz, kalça, dirsek ve el bileğinde görülür. Bunun dışında, serebral palsili çocuklar kalça çıkığı gelişimi açısından büyük risk taşırlar. Bu tür çıkıklar özellikle bağımsız yürüme yeteneği olmayan çocuklarda daha sık gelişir. Kalçanın belirli aralıklarla izlenmesi çok önemlidir. Sadece muayene yetmez, özellikle her iki bacağı hastalıktan etkilenmiş çocukların film ile incelenmesi de gerekir. Omurga eğriliği daha az rastlanılan bir sorundur.

8. Kabızlık- oldukça sıktır. Nedeni her zaman açık değildir. Çoğu kez hareketsizliğe ve lifli gıdaların diyetle yeterince tüketilememesine bağlanır.

9. Beslenme güçlükleri-ciddi tutulumu olan bazı hastalarda çiğneme ve yutma ile ilgili sorunlar vardır. Bu durum yemek sürecini uzatır ve zorlaştırır. Sonuçta, çocuk ihtiyacı olandan daha az besin alma durumu ile karşı karşıya kalır. Diğer bir grup serebral palsi hastası ise normal beslenebildiği halde yeterince aktif olamadıkları için gereksiz kilo alımı riski ile karşı karşıyadır.

10. Tükürük kontrolü sorunu- erken dönemde çoğunlukla gözlenen salya akması problemi bazılarında kalıcı olabilir.

11. Tekrarlayan akciğer enfeksiyonları- oldukça az sayıda hastayı ilgilendiren bir sorundur. Özellikle çiğneme ve yutma sorunları olan çocuklarda görülür. Çocuğun öksürmesi sırasında bazı besinler istemeden soluk borusuna kaçabilir. Bu hal, astım nöbetlerini andırır. Bu hal, sık oluyor ve uzun devam ediyorsa, zatürree gelişebilir. Akciğer sorunlarının gelişimi için her zaman böyle bir olay gerekmez, diğer çocuklar nasıl akciğer enfeksiyonu, zatürree ve astım geçiriyorsa serebral palsili çocuklar da aynı hastalıklara tutulabilirler.

 

 

Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam10
Toplam Ziyaret53243
Hava Durumu